Stefan Zweig’in Korku adlı eseri, insan psikolojisinin derinliklerine inen çarpıcı bir novelladır. Hikaye, mutlu bir evliliği ve toplumda saygın bir yeri olan Irene Wagner’in yaşadığı ahlaki ve duygusal çöküşü konu alır. Irene, kocasını aldatmaya başladığında, bu gizli ilişkinin yarattığı suçluluk duygusu ve yakalanma korkusu, hayatını alt üst eder.

Bir gün Irene, sevgilisiyle buluşmasından sonra bir kadın tarafından tehdit edilir. Bu olay, Irene’in korkularını daha da artırır ve onu psikolojik bir girdabın içine çeker. Gün geçtikçe, kocasının bu ihaneti öğrenebileceği düşüncesi Irene’i hem fiziksel hem de ruhsal olarak yıpratır. Korkunun yarattığı paranoya ve suçluluk duygusu, Irene’in hayatında bir karabasan gibi büyür.

Zweig, Irene’in iç dünyasındaki bu çatışmayı ve korkunun insan üzerindeki etkilerini ustalıkla işler. Eser, bir yandan ahlaki değerlerin sorgulanmasını gündeme getirirken, diğer yandan bireyin korkularıyla yüzleşme sürecini etkileyici bir şekilde anlatır. Irene’in hikayesi, sonunda beklenmedik bir şekilde çözülür ve korkularının temelinde yatan gerçekler ortaya çıkar.

Korku, insanın kendi iç hesaplaşmalarını ve suçluluğun doğurduğu psikolojik baskıyı ustalıkla betimleyen, etkileyici bir psikolojik dramdır. Zweig’in akıcı ve derinlikli üslubu, okuyucuyu karakterlerin karmaşık dünyasına çeker ve korkunun insan ruhundaki gücünü gözler önüne serer.