Louis Creed, eşi Rachel, çocukları Ellie ve Gage ile birlikte büyük şehirden uzaklaşıp Maine’deki küçük bir kasabaya taşınır. Louis oradaki üniversitenin sağlık merkezinde doktor olarak işe başlar. Yeni evleri sakin, doğayla iç içe bir yerdedir. Komşuları Jud Crandall ise yaşlı, hayat dolu ve dost canlısı biridir. Aile kısa sürede Jud’la yakınlaşır.

Yeni evin arka bahçesinden ormana uzanan bir patika vardır. Bu patika, çocukların ölen hayvanlarını gömdüğü hayvan mezarlığına (Pet Sematary) çıkar. Çocuklar burada, kedilerden köpeklere kadar birçok evcil dostlarını renkli tabelalarla anımsar. Mezarlığın hemen arkasında ise ormanın daha derinliklerinde saklanan eski bir Mikmac Kızılderili mezarlığı vardır. Bu yerin kasaba halkı tarafından gizli tutulmasının sebebi, mistik ve korkutucu geçmişidir.

Bir gün, Ellie’nin çok sevdiği kedisi Church, bir kamyon tarafından ezilerek ölür. Jud, Louis’e acı çekmemesi için onu Mikmac mezarlığına götürür. Louis kediyi oraya gömer. Ertesi gün, Church geri döner. Ama artık eskisi gibi değildir. Hareketleri donuktur, kötü kokar ve gözlerinde tuhaf bir ifade vardır. Louis, bu mezarlığın ölüleri geri getirdiğini ama bir şeylerin ters olduğunu anlar.

Trajedi burada bitmez. Ailenin küçük oğlu Gage, yine bir kamyon kazasında hayatını kaybeder. Louis, oğlunun ölümüne dayanamaz. Church’ün dönüşünden edindiği bilgiyle oğlunu aynı mezarlığa gömer. Gage ertesi gün döner, ama artık o masum çocuk değildir. Geri dönen bedenin içinde karanlık, öldürücü bir varlık vardır. Gage önce Jud’u, ardından Rachel’ı öldürür. Louis gerçeği kabullenmek zorunda kalır ve kendi elleriyle oğlunu ikinci kez öldürür.

Romanın sonunda Louis artık aklını yitirmiş bir adamdır. Rachel’ın cesedini de mezarlığa götürür ve yeniden diriltir. Son sahnede, Rachel’ın geri dönen bedeni mutfağa girer. Elinde bıçak, yüzünde çürümüş bir gülümsemeyle… hikâye karanlık bir şekilde son bulur.

Pet Sematary (Ceset), Stephen King’in “yazarken beni en çok korkutan romanım” dediği eserdir. Korku yalnızca doğaüstüyle sınırlı değildir; aynı zamanda insanın en derin arzularıyla, pişmanlıklarıyla ve kaybetme korkusuyla da ilgilidir.

Temalar:

• Ölüm ve yas süreci

• Sevdiğini kaybetme korkusu

• Doğaya karşı gelmenin bedeli

• Geri dönülmeyen kararlar

• Aile, suçluluk ve delilik

King, bu romanda ölümün kaçınılmazlığına karşı çıkan insan doğasının karanlık yönünü işler. Sevdiğimiz biri öldüğünde onu geri istemek çok insancadır, ama ya geri gelen gerçekten o kişi değilse?